28 Mayıs 2012 Pazartesi

TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN EVRİMİ - I. MENDERES HÜKÜMETİ (22.05.1950–09.03.1951) PROGRAMI İLE V. ECEVİT (28.05.1999–18.11.2002) HÜKÜMETİ PROGRAMLARININ GENEL KARŞILAŞTIRMASI


Hazırlayan: Kubilay ÖZYALÇIN





TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ
KAMU YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
2011 – 2012 AKADEMİK YILI






TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN EVRİMİ DERSİ
ARA SINAV ÖDEVİ





I. MENDERES HÜKÜMETİ (22.05.1950–09.03.1951) PROGRAMI İLE
V. ECEVİT (28.05.1999–18.11.2002) HÜKÜMETİ PROGRAMLARININ
GENEL KARŞILAŞTIRMASI




Hazırlayan
Kubilay ÖZYALÇIN






Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Filiz DEMİRCİ





Ankara
Aralık 2011








Hükümet programları, hükümetlerin iş başına geldiklerinde hizmet etmekle yükümlü oldukları toplumun bütününe verdikleri sözler olarak tanımlanabilir. Hükümet programında yazılanlarla hükümet dönemlerindeki kamu yönetimi uygulamalarının karşılaştırması, hükümetlerin sözlerini ne ölçüde tutabildiklerinin bir değerlendirmesi olarak görülebilir. Ancak bu değerlendirme yapılırken, hükümet etme süresinin beklenmedik biçimde kısa sürmesinin, vb koşullardaki değişikliklerin, verilen sözleri yerine getirmeye somut engeller oluşturabileceği hatırlanmalıdır.
 I. Menderes hükümeti (22.05.1950–09.03.1951) programı ile V. Ecevit (28.05.1999–18.11.2002) hükümeti programlarının genel karşılaştırmasının yapıldığı bu çalışmada, hükümet programlarında kamu yönetiminin -özel olarak- ormancılık alanında yapılması öngörülmüş değişikliklerin, aynı hükümetin görevde olduğu dönemde çıkarılan kanun ve kararnamelere ne ölçüde yansıdıkları irdelenmeye çalışılmıştır.

Genel olarak tek parti dönemine ve kendisinden önceki hükümetlere yönelik eleştiriler, I.Menderes hükümeti programının önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Kendisinden önceki hükümetlerin, zamanı boşa harcadıkları, memleketin gelişimini engelledikleri, memleketi borca soktukları, iş ve üretim yaşamını kısırlaştırdıkları belirtilmektedir.
Milletin iradesiyle iktidara gelen 1. Menderes hükümetiyle birlikte kötü kamu yönetiminin sona erdiği ve normal siyasi yaşamın başladığı vurgulanmaktadır. Eski hükümetlerin yapı ve imar işlerinde lüks ve israfa kaçan anlayışlarının terk edileceği belirtilmektedir. Hak ve özgürlüklere, millet idaresine dayanan istikrarlı bir devlet düzenini güvenceye alacak bir anayasa değişikliği öngörüldüğü ve tek parti döneminden kalan ne varsa tasfiye edileceği, basın yayın ve ceza yasaları gibi antidemokratik hükümler içeren yasaların değiştirileceği belirtilmektedir.
Topraklandırma ve sulama işlerinin hızlandırılacağı, karayollarına ve karayolu taşımacılığına önem verileceği, yeni portatif hastaneler ve sağlık merkezleri kurulacağı, doğal bir hak olarak tanıdıkları grev hakkının yasalaştırılacağı, işçilere, ücretli tatiller veya ücretli mezuniyetler sağlanması olanaklarının araştırılacağı, adaletin yerine getirilmesinde hız, düzen ve sadelik getirileceği ve bütün kamu hizmetlerinin akılcı olarak yeni baştan düzenleneceği ifade edilmektedir.
Aşırı sol hareketler, önemli bir tehdit olarak tanımlanmakta ve bu akımların kökünden temizleneceği belirtilmektedir.
1. Menderes hükümeti programında laiklik, dinin devlet siyasetiyle ilgisinin bulunmaması ve hiçbir dini görüşün, yasaların düzenlenmesi ve uygulanmasında etkili olmaması biçiminde tanımlanmıştır.
Bütün kamu hizmetlerinin azami tasarruf anlayışıyla gerçekleştirileceği, ekonomik yapılanmanın hızlandırılacağı ve üretim yaşamının bürokratik engellerden kurtarılacağı belirtilmektedir. Özel girişimin destekleneceği, kamu sektörünün olabildiğince daraltılacağı eklenmektedir.
Programda, 1950 yılı bütçesinde görülen 174 milyon liralık açığın 155 milyon lirasının Marshall Planı yardımından ve 19 küsur milyon lirasının da iç borçlanmayla kapatılacağı belirtilmektedir.
Dış ilişkiler bakımından Birleşmiş Milletler, İngiltere, Fransa ve ABD ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesi niyeti ifade edilmektedir. Özellikle ABD’den övgüyle söz edilmektedir. Yine ABD ile işbirliği içinde olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin donatılmasına çalışılacağı ifade edilmektedir.
Devlet orman işletmelerinin, ormanlar civarında yaşayan milyonlarca köylüye acı yaşattıkları, orman ürünlerinin aşırı pahalı olmasına neden oldukları; bunun da geniş halk kitleleri üzerinde olumsuz etkileri olduğu belirtilmektedir. Halkla hükümet arasında sevgisizlik yarattığı belirtilen o günkü sisteme son verileceği belirtilmektedir.

Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi’nden oluşan koalisyon hükümetinin programında, 1. Menderes hükümet programının aksine geçmiş hükümetlere yönelik herhangi bir atıfta bulunulmamış, demokrasi kültürünün giderek daha geliştiği belirtilmiştir.
Siyasal amaçlarla ve çıkar hesapları ile yapılan din istismarının ve kamu kurumlarında türbanın Cumhuriyetin temel niteliklerini hedef alan bir siyasal simgeye dönüştürülmesinin önüne geçileceği, Sünni-Alevi kardeşliğinin pekiştirilmesine gereken önemin verileceği vurgulanmaktadır.
Hükümet programının oldukça ayrıntılı hazırlandığı, kamu yönetimiyle ilgili olarak pek çok alana ilişkin olarak açık ifadelerle yapılacakların anlatıldığı görülmektedir. Programda sayılanlardan bazıları aşağıda maddeler halinde verilmiştir:
Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasında kararlı olunduğu vurgulanan V. Ecevit Hükümeti programında,
*  Anayasamızın 83 üncü ve 100 üncü maddelerinin değiştirilerek, milletvekili dokunmazlıklarının sınırlandırılacağı,
*  Yolsuzluklarla etkili biçimde mücadele edileceği,
*  Siyasi ahlak yasası çıkarılacağı,
*  Örgütlü suçların takip ve cezalandırılmasına ilişkin yasal düzenlemelere öncelik verileceği,
*  Kamu kurumları arasında görev ve yetki paylaşımının yeniden düzenleneceği,
*  İl, ilçe ve belde kurulmasının nesnel kurallara bağlanacağı, köy ve mahalle muhtarlarının yetki ve sorumluluklarının yeniden düzenleneceği,
*  Kamu hizmetlerine adaletli, saydam, verimli ve katılımcı bir yönetim anlayışı getirileceği,
*  Kamuda işe alınmada yeterlilik, görevlerde yükseltilmelerde ehliyet ve liyakat esas alınacağı, kayırmacılığın önleneceği, kamu görevlerine giriş sınavlarının merkezî sistemle gerçekleştirilmesi uygulamasının yerleşmesinin sağlanacağı,
*  Eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanacağı,
*  Kamu görevlilerinin sendikal haklarının düzenleneceği,
*  Kamudaki denetim karmaşasına son verileceği, yerel yönetimlerin yetkileri arttırılırken etkili denetimlerinin sağlanacağı,
*  Tüm güvenlik ve istihbarat birimlerinin, her türlü siyasal karışmacılıktan uzak olarak, uyum içinde çalışmalarının gözetileceği,
*  Polisin görev, yetki ve sorumlulukları gözden geçirilerek etkin, tarafsız, insan haklarına saygılı güvenlik hizmeti verileceği,
*  Güvenlik güçlerinin hareket yeteneğini ve etkinliğini artırıcı yatırımlara öncelik verileceği,
*  Bölücü terörün yurt dışındaki kaynaklarını kurutmak için yapılan girişimler kararlılıkla sürdürüleceği,
*  Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin geri kalmışlığının, ekonomik ve sosyal önlemlerle çözüleceği,
*  İşsizliği ve yoksulluğu önleyici üretken yatırımların hızlandırılıp destekleneceği,
*  Bir pişmanlık yasasının çıkarılması için gerekli girişimlerde bulunulacağı,
*  Silahlı Kuvvetlerimizin caydırıcı gücünü artırmaya ve çağdaş teknolojinin tüm olanaklarından yararlanmasını sağlamaya özel önem verileceği,
*  Merkezi nüfus idaresi (MERNİS) projesinin tamamlanarak uygulanmaya geçirileceği,
*  Trafik yasalarına tam uyumun gözetileceği, sigorta sisteminin tam olarak işletileceği,
*  Yargı sisteminin hızlandırılacağı -1. Menderes hükümeti programıyla benzer biçimde-, yargı bağımsızlığı ve hâkimlik güvencesi ilkeleri çerçevesinde, adaletin hızlı, en az masraflı ve etkin bir biçimde işlemesinin sağlanacağı,
*  Adli kolluk sisteminin kurulması konusundaki çalışmalara devam edileceği,
*  Devlet Güvenlik Mahkemelerinin yeniden düzenleneceği,
*  Yargı dışı denetim sistemlerinin geliştirileceği,
*  Yargı kararlarının toplumda yargıya güvenin yitirilmesine neden olmayacak biçimde uygulanacağı,
*  İdari yargının yeniden düzenleneceği, Bölge İdare Mahkemelerinin görev alanlarının genişletileceği, Danıştay’ın daire sayısının artırılacağı,
*  Cezaevlerinde Devletin etkili kontrolü ve otoritesinin sağlanacağı,
*  Tutuklu ve hükümlülerin hak ve yükümlülüklerinin çağdaş düzeye getirileceği,
*  Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ceza Kanunu ile Ceza ve Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunları gibi temel yasalarımızla, güncelliğini ve etkinliğini yitirmiş olan Cezaların İnfazı Hakkında Kanun, Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ile bazı yasalarımızdaki para cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesi, adli ve idari yargıya ilişkin yasalar başta olmak üzere, diğer yasalarımızda da gereken değişiklikler yapılarak, günümüz koşullarına uygun duruma getirileceği,
*  Kırsal alanda daha sağlıklı bir yerleşim düzenine geçileceği, köyler arasında işbirliği ve eşgüdüm sağlanarak, altyapı hizmetlerinin ve sosyal hizmetlerin tüm köylülere daha düşük maliyetle ulaşmasının gerçekleştirileceği,
*  Destekleme politikasının ilkeleri ile fiyatların bir yıl öncesinden belirlenmesine çalışılacağı,
*  Öğretmen ve sağlık personeli açığını kapatıcı önlemler alınacağı, yatılı ve pansiyonlu okulların yapımının hızlandırılacağı,
*  Gecekondulaşmaya kesinlikle izin verilmeyeceği,
*  Büyük kentlerimizin kanalizasyonlarının arıtmalarına özel bir önem verileceği,
*  Sanayi ve ev atıklarının arıtılmadan doğaya bırakılmasının nehir ve göllerimizde yarattığı çevre kirliliğinin önleneceği,
*  Genel ve kişisel sağlık sigortasının gerçekleştirileceği,
*  Sınır ticaretiyle ilgili olarak sınır illeri halkının adaletle yararlanacağı ve ulusal ekonomiye zararı dokunmayan bir düzenleme getirileceği,
*  Vergi idaresinin etkinliğinin artırılmasına çalışılacağı, vergide adalet sağlanacağı, çeşitli dolaylı vergilerin tek yasayla düzenleneceği,
*  Kamu açıklarının küçültülmesi ve malî dengelerin sağlanmasına çalışılacağı,
*  İstihdam yaratan özel sektör yatırımlarının teşvik edileceği,
*  Kamu açıklarının finansmanı için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kaynaklarına hiçbir koşul ve biçimde başvurulmayacağı, gerçekçi kur politikasına aynen devam edileceği,
*  Ekonomi yönetiminin yeniden yapılandırılacağı, bu çerçevede bürokratik engellerin kaldırılacağı,
*  Bankaların güçlü bir malî yapıya kavuşturulmalarını, bağımsız bir organ tarafından denetlenmelerini esas alan bir bankalar yasası çıkarılacağı,
*  Özelleştirmenin kamuoyuna güven veren, şeffaf ve kamu yararını gözeten bir biçimde, hızla yapılmasının sağlanacağı,
*  Erozyonla bilinçli mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği, doğa dengesindeki bozulmanın önleneceği,
*  Ormancılığımızın desteklenmesi amacıyla, talep eden gerçek ve tüzel kişilere, belli konularda, bedelsiz arazi tahsis edilerek özel ormancılığın geliştirileceği,
*  Bir yandan orman köylüsüne yeni üretim ve kazanç olanakları sağlanırken, diğer yandan da ormanlarımızın tahribi ve yağmalanması yolunun kapatılacağı,
*  Orman alanlarının ve diğer yörelerin turizm bölgesi olarak belirlenmesinde uygulanacak ilkeler ve tahsis yöntemlerinin yeniden düzenleneceği,
*  Kalkınma yolunda yapılan atılımlarda doğa dengesinin ve çevre sağlığının korunmasına özen gösterileceği,
*  Tarım alanlarının korunması için gereken her önlemin alınacağı,
*  Sigortasız çalışma ve çalıştırmanın önleneceği,
*  Türkçenin zenginleştirilmesi, doğru kullanılması ve yabancı sözcüklere karşı korunması için gerekli çalışmaların yapılacağı,
*  Üniversite sınavlarının tümüyle kaldırılabilmesi için gerekli çalışmaların yapılacağı,
*  Üniversitelerin çağdaş anlamda özerk bir yapıya kavuşturulacağı,
*  Yunanistan'la, başta Ege ile ilgili olanlar olmak üzere, aramızdaki sorunların diyalog yoluyla çözümü için iyi niyetli ve yapıcı girişimlerin sürdürüleceği,
*  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kazanılmış haklarının korunmasına çalışılacağı,
*  Gümrük Birliğinin uygulamada ortaya çıkan sakıncalarını gidermek için düzenlemeler yapılacağı,
*  Dostluk ve ittifak bağlarına dayanan Amerika Birleşik Devletleriyle ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi ve güçlendirilmesine çalışılacağı,
*  Çin Halk Cumhuriyetiyle ilişkilerimizin çok yönlü olarak geliştirilmesine çalışılacağı,
*  Komşumuz Rusya Federasyonuyla ilişkilerimize gereken önemin gösterilmeye devam edileceği,
*  Irak'ın toprak bütünlüğünün gözetileceği,
*  Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilerek, Azerbaycan ile barış yapması için çabaların sürdürüleceği,
*  Balkanlarda kalıcı bir istikrarın tesis edilebilmesi için gerekli katkıların verileceği,
*  Kosova'da zulmün durması ve hakça bir barış sağlanması için çaba gösterileceği ifade edilmektedir.

I. Menderes hükümeti programı genel olarak değerlendirildiğinde, programın, geçmiş hükümetlere ve genel olarak tek parti dönemine yönelik pek çok eleştiri içerdiği görülmektedir. Program okunurken, hükümet programını hazırlayanların, tek parti döneminin üzerlerinde bıraktığı kızgınlık ve -iddialı bir ifade olmakla birlikte- belki de nefret hislerinin etkisini henüz atamadıkları hissedilmektedir.  Böylesi olumsuz duyguların bir hükümet programına yansıtılmış olması, kamu yönetiminin nesnelliği ilkesini daha baştan yaralayıcı, oldukça öznel bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Bu türlü ifadelerin, hükümetin henüz çalışmalarının başında olduğu bir dönemde ve bütün topluma yöneltilmesi, toplumda da bir kutuplaşma havası yaratabiliceği değerlendirilmektedir.
Programın, genel olarak demokrasi ve demokratikleşme söylemi çerçevesinde biçimlendiği, devletin ekonomik alandan çekilerek özel girişimcilere yönelik destekleyici düzenlemeler yapacağına yönelik ifadeler bütünü olduğu söylenebilir.
Dış ilişkilerle ilgili olarak yalnızca üç devlete atıf yapılması ve bunların hiçbirinin ülkemizin sınır komşusu olmaması, dış politika bakımından komşuların görmezden gelindiği ve dünyanın büyük ölçüde bu üç devlete indirgendiği algısının hükümet programına yansıması olarak değerlendirilebilir. Özellikle ABD’yle ilgili olarak gerek siyasi, ekonomik ve kültürel, gerekse özel olarak askeri işbirliğinin geliştirileceğine yönelik, sempati sınırlarının ötesinde algılanabilecek ifadelerin, Kurtuluş Savaşı yapmış bir ulusun onurlu bireylerini gururlandırmayacağı öngörülebilir.
Programda, ormancılık konusunda verimsizlikten ve devletin yurttaşlarına acılar yaşattığından yakınılmaktadır.
Hükümetin iş başına geçtiği tarihten birkaç ay önce, 31.3.1950 gün ve 5658 sayılı “Orman Kanununa Bazı Maddeler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Olan Kanuna Ek Kanun” ve 03.4.1950 gün ve 5653 sayılı “Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun” ile ormancılık mevzuatında kapsamlı değişikliklere gidildiği görülmektedir. Buna karşılık, bu hükümetin görev yaptığı 28.5.1950 – 09.3.1951 tarihleri arasında ormancılıkla ilgili herhangi bir yasa ya da kararname düzeyinde hiçbir düzenlemeye gidilmediği görülmektedir. Bu durumda yakınılan konuların mevzuatla ilgili değil, kamu idaresinin tutumuyla ilgili olduğunun kastedildiği sonucuna varılabilir.
V. Ecevit hükümeti programının oldukça ayrıntılı, pek çok konuya değinen ve bu konulara ilişkin olarak kimi zaman epey iddialı da sayılabilecek denli kesin ve açık hedefler içerdiği görülmektedir. Menderes hükümeti programıyla benzer olarak bu program da kamu yönetiminin yeniden yapılandırılacağını söylemektedir. Programın, demokratikleşme, yönetimde katılımcılığı ve bireysel hakları artırmaya yönelik öngördüğü düzenlemelerle terör ve örgütlü suçlarla mücadele konusundaki ilgili birimleri güçlendirici düzenlemeler arasında bir denge kurmaya çalıştığı dikkat çekmektedir. Bu çaba, koalisyon hükümetinin göreve geldiği dönemde terörün büyük bir sorun hale gelmiş olmasının bu programa yansımasıdır.
Menderes hükümeti programıyla benzer olarak, yargı sürecinin hızlandırılacağının belirtildiği Ecevit hükümeti programında, yargı dışı denetim, adli kolluk sistemi ve idari yargının yeniden düzenlenmesi de öngörülmektedir.
Kamu sektörünün olabildiğince daraltılacağını söyleyen Menderes hükümeti programıyla benzer olarak Ecevit hükümeti programı da özelleştirmelerin hızla yapılacağını söylemektedir. Ekonominin ve mali yapının güçlendirileceğini belirtmektedir.
Dış politikayla ilgili olarak bulunduğumuz bölgede etkili bazı ülkeler sayılıp, bu ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi niyeti ortaya konmuştur. Bu programda da ABD, diğer ülkelerden ayrı bir yere konmuş, diğer programdaki üslup kadar olmasa da bu ülkeyle dostluk ve ittifak bağlarının güçlendirilmesi niyeti vurgulanmıştır.
Ormancılıkla ilgili olarak, özel ormancılığın geliştirileceği, orman alanlarında turizm uygulamalarıyla ilgili ilkelerin yeniden düzenleneceği, orman köylüsüne yeni kazanç olanakları sağlanacağı ve ormanların yağmalanmasının önüne geçileceği belirtilmiştir.
V. Ecevit hükümetinin görev yaptığı 28.5.1999 – 18.11.2002 tarihleri arasında, ormancılıkla ilgili mevzuatta bazı değişiklikler yapılmıştır. 30.5.2000 gün ve 4569 sayılı “Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile orman yangınlarıyla mücadele harcamaları için Orman Genel Müdürlüğü katma bütçesine yeterli ödenek konulacağı ve Orman Genel Müdürlüğü döner sermaye işletmelerini 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun ek 9 uncu maddesinden muaf tutmuştur. 
30.5.2000 gün ve 4570 sayılı “Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin, 6831 sayılı Orman Kanununun 34. maddesiyle düzenlenen asli orman ürünleri üretimindeki hakları genişletilmiş, üretimde çalışan gerçek ve tüzel kişilere istihkak tutarlarının % 10 fazlasıyla ödenebilmesi yolu açılmıştır.
V. Ecevit hükümeti döneminde, yukarıda sayılan yasal düzenlemeler dışında, mevzuatta kararname düzeyinde herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Özel ormancılığın geliştirilmesi, orman alanlarındaki turizm uygulaması ilkelerine ve ormanların yağmalanmasının önlenmesine ilişkin olarak programda öngörülenlerin yasa ve kararname düzeyinde yerine getirilemediği görülmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ORMANCILIKTA LİYAKAT

  Bu yazı, Orman ve Av Dergisinin 2021 yılı 5. sayısında yayımlanmıştır; kaynak gösterilerek yararlanılabilir. Benlik saygısı, bireyin kendi...