26 Aralık 2011 Pazartesi

Kamu Yönetimi - Planlama

Hazırlayanlar: Dilek K. YILDIRIM ve Alper ÖNCÜ



İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER………………………………………………………………….            i
TABLOLAR LİSTESİ…………………………………………………………. v
GİRİŞ ……………………………………………………………………………  1

BİRİNCİ BÖLÜM
PLANLAMANIN TARİHÇESİ, ANLAMI, GEREKLİLİĞİ, ÖZELLİKLERİ

1.1 TARİHÇE…………………………………………………………………..              2
1.2. PLANLAMANIN ANLAMI, GEREKLİLİĞİ, ÖZELLİKLERİ……… 3
   1.2.1 Planlamanın Tanımı……………………………………………………              3
   1.2.2 Planlamanın Gerekliliği ve Özellikleri…….………………………….    4

İKİNCİ BÖLÜM
PLANLAMANIN İLKELERİ, AŞAMALARI, PLAN BENZERLERİ

2.1. PLANLAMANIN İLKELERİ           ……..……………………………………..   6
   2.1.1 Açıklık…………………………………………………………………..   6
   2.1.2 Esneklik...................................................................................................    6
   2.1.3 Tutarlık...................................................................................................    6
2.2.  PLANLAMANIN AŞAMALARI.............................................................   7
   2.2.1 Hazırlık (Bilgi Toplama)……………………………………………...     7
   2.2.2 Planlama.................................................................................................    7
   2.2.3 Eşgüdüm………………………………………………………………     7
   2.2.4 Uygulama………………………………………………………………    7
   2.2.5 Denetleme................................................................................................    7
2.3. PLAN BENZERLERİ……………………………………………………   8
   2.3.1 Bütçe.......................................................................................................     8
   2.3.2 Program.................................................................................................     8
   2.3.3 Yöntem...................................................................................................     8
   2.3.4 Strateji....................................................................................................     8

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
PLANLAMANIN TÜRLERİ

3.1 SÜRELERİNE GÖRE................................................................................    10
   3.1.1 Kısa Dönemli Planlar…………………………………………………     10
   3.1.2 Orta Dönemli Planlar...........................................................................      10
   3.1.3 Uzun Dönemli Planlar..........................................................................     10
3.2 UYGULAMA BİÇİMİNE GÖRE.............................................................    11
   3.2.1 Zorlayıcı Planlar………………………………………………………     11
   3.2.2 Demokratik Planlar..............................................................................     11
   3.2.3 Yumuşak (Esnek) Planlar....................................................................     11
3.3 KAPSADIĞI  ALANA GÖRE………………………………………….      11
   3.3.1 Örgütsel Planlama................................................................................      11
   3.3.2 Kentsel Planlama..................................................................................      12
   3.3.3 Bölgesel Planlama.................................................................................      12
   3.3.4 Ulusal Planlama....................................................................................      13
   3.3.5 Uluslarüstü Planlama...........................................................................      13
3.4 İŞLEVLERİNE GÖRE…………………………………………………..     13
   3.4.1 İnsangücü Planlaması………………………………………………...     13
   3.4.2 Stratejik Planlama................................................................................      14
3.5  BİÇİM YÖNÜNDEN................................................................................     14
   3.5.1 Yazılı Planlar.........................................................................................     14
   3.5.2 Sözlü Planlar..........................................................................................     14
3.6 KULLANIM ŞEKLİNE GÖRE.................................................................    14
   3.6.1 Bir Kez Kullanılacak Olan Planlar......................................................     15
   3.6.2 Sürekli Planlar........................................................................................    15
3.7 PLAN HİYERARŞİSİ.................................................................................   15



DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE PLANLAMA

4.1. 1930- 1960 DÖNEMİ PLANLAMA UYGULAMALARI......................... 16
4.2  1960 SONRASI PLANLAMA UYGULAMALARI................................   17
   4.2.1 1960-1980 Dönemi Planlama Uygulamaları.........................................    17
   4.2.2 1980’li Yıllar ve Sonrası Kalkınma Planları........................................     20

BEŞİNCİ BÖLÜM
PLANLAMANIN MALİYE BAKANLIĞI ÖLÇEĞİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

5.1 STRATEJİK PLANLAMA KAVRAMI………………………………..    23
5.2 STRATEJİK PLANIN UNSURLARI           …………………………………..     24
   5.2.1 Durum Analizi………………………………………………………...     24
   5.2.2 Misyon, Vizyon, Temel Değerler…………………………………….      24
      5.2.2.1 Misyon……………………………………………………………..     24
      5.2.2.2 Vizyon……………………………………………………………..     25
      5.2.2.3 Temel Değerler……………………………………………………     25
   5.2.3 Amaç…………………………………………………………………..     25
   5.2.4 Hedef…………………………………………………………………..     26
   5.2.5 Performans Göstergeleri……………………………………………..      26
   5.2.6 Strateji…………………………………………………………………     26
   5.2.7 Maliyetlendirme……………………………………………………….     26
   5.2.8 İzleme ve Değerlendirme……………………………………………...    27
5.3. TÜRK KAMU YÖNETİMİNDE STRATEJİK PLANIN
HUKUKİ ÇERÇEVESİ……………………………………………………....    27
5.4 MALİYE BAKANLIĞINDAKİ DURUM……………………………….   29
   5.4.1 Maliye Bakanlığının 2008-2012 Dönemine Ait
   Stratejik Planının İncelenmesi……………………………………….…….      30
      5.4.1.1 Durum Analizi Açısından………………………………………...     30
      5.4.1.2 Misyon Açısından…………………………………………………     32
      5.4.1.3 Vizyon Açısından………………………………………………….    32
      5.4.1.4 Temel Değerler Açısından………………………………………..     32
      5.4.1.4 Amaçlar Açısından………………………………………………..     33
      5.4.1.6 Hedefler ve Performans Göstergeleri Açısından………………..     33
SONUÇ………………………………………………………………………...    34
KAYNAKÇA           …………………………………………………………………..    36
EKLER
   EK 1            ………………………………………………………………………….     37


TABLOLAR LİSTESİ
                                                                                                                            sayfa
Tablo 1. Maliye Bakanlığında Stratejik Hedef ve
Performans Göstergeleri                                                                                       37




 
GİRİŞ                                   
       Geleceği bugünden görme, karar verme ve kontrol etme aracı olarak planlama, kamu yönetimi fonksiyonları içerisinde; ulaşılacak amaçları belirleyen, kaynakların daha rasyonel dağıtılması ve etkin bir denetim için gerekli standardizasyonu sağlayan önemli bir araçtır.
       1920’li yıllarla birlikte uygulamaya ve tartışılmaya başlanan, SSCB’nin kuruluşu ile hayata geçirilen planlama, Türkiye Cumhuriyetinde de 1930’dan sonra uygulama alanı bulmuştur. Genç Türkiye Cumhuriyeti kendi kaynaklarını ulusal bağımsızlığını yaratmada kullanmış ve dönemler halinde kalkınma planları ortaya koymuştur. İlk uygulama sürecinde, milli kaynakların kullanımına ağırlık verilmiş, 1960‘lı yıllarda refah devleti kavramının gelişmesiyle geçmiş ekonomik politikalara toplumsal boyut kazandırılmıştır.      
       1980 yılında kabul edilen 24 Ocak “İstikrar Programı” ile neo-liberal politikalar benimsenmiş ve zaman içerisinde Devletin ekonomideki yeri tekrar tanımlanmış ve yönetimin bir fonksiyonu olan planlama da buna göre şekillenmiştir.
       Cumhuriyet Devrimi sürecinde ülkenin milli kaynaklarını harekete geçirmek ve ulusal bağımsızlığı sağlamak amacıyla planlamacılığı başlatan M. Kemal ATATÜRK’ün “Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin özgür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha gönençli Türkiye ülküsünün belkemiğidir.” sözü de planlamanın temel hedefi olan ekonomik kalkınmacılığın önemini ortaya koymuştur.
       Bu çalışmada, birinci bölümde planlamanın tarihçesi, anlamı, gerekliliği ve özellikleri anlatılmış, ikinci bölümde, planlamanın ilkeleri, aşamaları ve plan benzerleri açıklanmış, üçüncü bölümde, planlamanın türleri belirtilmiş, dördüncü bölümde Türkiye’deki planlama uygulamalarından bahsedilmiş, beşinci ve son bölümde ise planlamanın Maliye Bakanlığı ölçeğinde değerlendirilmesine yer verilmiştir.



BİRİNCİ BÖLÜM
PLANLAMANIN TARİHİ, ANLAMI, ÖZELLİKLERİ, GEREKLİLİĞİ

1.1 TARİHÇE
       İnsanoğlu eski çağlardan itibaren çevresini tanımaya ve yorumlamaya önem vermiştir. İlk dönemlerde insan, yaşamını sürdürebilmek için doğaya karşı amansız bir mücadeleye girmiştir. “Başarılı olabilmek için de doğayı tanımak, bilmek, ve çevresindeki belirsizlikleri keşfetmek, belirli hale getirmek gerekiyordu. Çünkü belirsizlik her türlü sonuca ve bu arada her türlü tehlikeye açıktı” (Sezen, 1999:6). Çevresini keşfeden ve aradığı sorulara mantıklı yanıtlar bulabilen insanın bilinç düzeyi de bu olaylara paralel olarak gelişmiştir.
       İnsan dilini geliştirdikçe diğer topluluklarla iletişime geçmeye başlamış dolayısıyla bilgi transferi gelişmiştir. Tekrar eden olaylar, belirli taktiklerle kazanılan savaşlar ve avlanmalar sayesinde, insan neden sonuç ilişkisi kurmaya başlamıştır.
       İnsanın aklı ve bilinci geliştikçe doğa olaylarını önceden tahmin edebilmek, kendi hareketinin bazı sonuçlara yol açabildiğini kavramak ve belirli bir hedefe doğru benzer faaliyetleri eşgüdümlemek daha kolay bir hale gelmiştir. Bu sayede planlamanın iki özelliği ortaya çıkmıştır: Geleceğin tahmin edilmesi ve sistematik eşgüdüm.
       Günümüzde sıklıkla kullandığımız planlama kavramı köklerini aydınlanma düşüncesinde bulur. Çünkü aydınlanma dönemi ile birlikte insan aklı ön plana çıkmıştır. Akıllı insan merak eder. Aynı zamanda, merakı sayesinde gelecekle ilgili cevaplar arar. Planlama, kendi içerisinde geleceği tahmin etmeyi de barındırdığı için daha önce de belirtildiği gibi aydınlanma dönemi planlama kavramının düşünsel arka planını oluşturur.
       Tarih boyunca başarılı olan uluslar her zaman planlamaya önem vermişlerdir. Roma İmparatorluğunun başarısında savaşla, hukukla, yönetimle ve mühendislikle ilgili planlamanın önemi yadsınamaz. “Benzer şekilde Eski Mısır, tarımda kullanmak üzere Nil’in sularının yönünü değiştirmek ve bundan yararlanmak için bölgesel planlamayı kullanmasaydı varlığını o kadar uzun sürdüremezdi.”[1]
       Osmanlı İmparatorluğu, usta ellerden çıkan planlar sayesinde savaşları kazanmış ve üç kıtada yüzyıllarca hüküm sürebilmiştir. Japonya ve Almanya II. Dünya Savaşı sonrası yıkılmış, adeta harabeye dönmüş kentlerini, kent planlamasına önem vererek  kısa sürede tekrar inşa etmiştir.
       Günümüzde planlamanın farklı türlerini sokaktaki vatandaşın yanında,  sosyal bilimciler, kamu yöneticileri, iş adamları, mimar ve mühendisler, kısaca her meslek kuruluşu üyeleri kendi iş ve sosyal yaşamlarında kullanmaktadırlar.

1.2. PLANLAMANIN ANLAMI, GEREKLİLİĞİ, ÖZELLİKLERİ

1.2.1 Planlamanın Tanımı
       Literatürde planlama ile ilgili çok çeşitli tanımlar mevcuttur. Her yazar planlamayı kendi anladığı biçimde tarif etme yolunu seçmiştir. Dolayısıyla her tanım o yazarın görüşlerini içerir. Kimi yazarlar planlamayı net ve kısaca tanımlarken kimileri ise özelliklerinden yola çıkarak uzunca bir tanım yapmışlardır.
       Örneğin, Türk Dil Kurumu sözlüğünde planlama, “hükümet tarafından ulaşılacak amaçları belirleyen, tarım, ulaşım, sanayi vb. kesimlerdeki artış ölçüsünü tespit eden ve uygulanması gerekli çareleri önceden gösteren ekonomik, sosyal programın belli süreler için hazırlanması işi” olarak tanımlanmıştır.
Söz konusu tanım, planlamayı sadece kalkınma açısından ele almış ve hükümetlerin yaptığı bir iş olarak görmüştür.
      Polatoğlu ve Ergun (1992: 221)’a göre planlama “ ne yapılacağına önceden karar verilmesidir.” Sezen (1999: 9) ise planlamayı “ içeriği, kuşatımı, amacı ve araçları ne olursa olsun, verilmiş bir ortamda önceden belirlenmiş amaç ya da amaçlara, yine önceden belirlenmiş sürede, belli araçlarla ulaşma eylemi” olarak tanımlamaktadır.
        Ayrıca planlama, geleceğe bakma ve olası seçenekleri saptama süreci yani geleceği düşünme olarak da tanımlanabilir. Özetle planlama, bir eylemle ilgili tüm etkinliklerin önceden hazırlanması sürecidir.
        Bu tanımlarda planlamayla ilgili olarak dikkat çeken ortak nokta, planlamanın geleceği bugünden görme, karar verme ve kontrol etme aracı olmasıdır. Planlamayı ekonomik anlamda bir kaynak dağıtım mekanizması olarak da görmek mümkündür. Bu açıdan baktığımızda, planlama sınırsız ihtiyaçlar ile sınırlı kaynaklar arasında dengeyi sağlama mekanizmasıdır.
       Aynı zamanda planlama, yönetim sürecinin ilk aşamasını oluşturan en önemli yönetim fonksiyonudur. Diğer yönetim fonksiyonlarının başarısı her şeyden önce iyi bir planlamaya bağlıdır. Organizasyonların gittikçe büyüyerek daha karmaşık bir hal alması, hızla değişen dinamik pazar yapısı, yoğun rekabet ortamı sürekli değişen ekonomik koşullar ve gelişen teknoloji günümüzde planlamanın önemini arttırmaktadır.

1.2.2 Planlamanın Gerekliliği ve Özellikleri
       “Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız her yol sizi oraya götürür” özdeyişi bize planlamanın önemi hakkında bilgi verir. Bir şeye önceden karar vermek ve bu karara göre  iyi bir planlama yapmak her insanın işini kolaylaştırır. Nereye, nasıl gidileceğini önceden ayarlamak amaçlara ulaşmada kolaylık sağlar.
       Öte yandan, iyi bir planlama sayesinde bir organizasyonda masraf kalemleri azalabilir, tasarruf artar, ihtiyaçların önceden öngörülmesi, ya da oluşabilecek sorunların daha oluşmadan tahmin edilebilmesi planlama sayesinde mümkün olabilir.
       Bunun yanında, planlama etkili bir denetim için gerekli standartları sağlar, ani değişikliklere karşı hazırlıklı olmayı sağlar, yetki devrini kolaylaştırır ve örgütsel çalışmalarda birliği sağlar.
       “Alt derecede çalışan memurlardan nelerin beklendiği, planlama sayesinde belli olur ve…Yöneticilerin planlı çalışmaları, kamu hizmetlerinin kişilere ve bunların takdirlerine göre uygulanmasına engel olur.”[2]
       Planlamanın özelliklerine gelince, plan sadece kuramsal bir çalışma değildir. Daha önceki uygulamalardan istatistiki verilere kadar olan teknik bir çalışmanın ürünüdür. Yönetimin en önemli fonksiyonu olan planlamanın özellikleri şunlardır:
       Planlama her şeyden önce bir karar verme sürecidir. Çeşitli alternatifler arasından birinin tercih edilmesi ile başlar. Önce karar verilir, sonra bu karara göre işlemler sırasıyla gerçekleştirilir.
       Sonrasında, ileriyi görebilme durumu en önemli rolü oynar. Geleceğin önceden tahmin edilmesi olarak tanımlandığı için doğal olarak gelecekte yapılması mümkün işlerle ilgilidir. Özetle planlama geleceğe yönelik eylem, davranış, tutum ve yargıları içerir.
        Planlama bilinçli bir seçim sürecidir, bir kararlar toplamıdır ve belli bir süreyi kapsar.
       Plan genel düşünce ve vaatlerden farklıdır. Maddi temeli olmayan sözler plan sayılmaz.


İKİNCİ BÖLÜM
PLANLAMANIN İLKELERİ, AŞAMALARI, PLAN BENZERLERİ

2.1. PLANLAMANIN İLKELERİ

2.1.1 Açıklık
       Planlamanın başarılı olabilmesi için öncelikle amaçların net bir şekilde tanımlanması gerekmektedir. Bir hedefe kilitlenmeden yola çıkmak rastlantılarla iş yapmaya benzer. Açıklık ilkesi amacın açıkça ortaya konmasının yanında planlamaya dahil olan personelin, görevleri ve sorumlulukları ile de yakın ilişki içindedir. Kimin hangi işleri yapacağı, kimin hangi sorumluluklara sahip olacağı önceden açıkça ortaya konmalıdır. Ayrıca gelecek tahminleri de öngörülebilir, gerçekçi olmalıdır.

2.1.2 Esneklik
       Planlar örgütün değişen iç ve dış koşullarına uyum gösterecek bir esneklikte olmalıdır. Koşullar değiştiğinde planlar yeni koşullara hemen uyum sağlamalıdır. Elbetteki planlama, bir şekilde geleceği yönetmek demektir. Gelecek ise  şu anki koşullarda bilinmez olduğundan dolayı planların değişen şartlara göre yeni şekiller alması normaldir. Fakat esneklik, planların amacının sık sık değiştirilmesi anlamına gelmemektedir.  Koşullar değişmediği sürece hedeflerle oynanmaması gerekir.

2.1.3 Tutarlık
       Planlamanın diğer bir ilkesi de tutarlıktır. Tutarlık, plan öğelerinin birbirleriyle çelişmemesini, uyum içinde olmasını ifade eder. Planlamada seçilen hedeflerle hedefe ulaşmak için ortaya konan verilerin, kullanılan yöntemlerin ve hedeflenen sürenin birbirleriyle tutarlı olması gerekmektedir. Aynı zamanda kullanılan yöntemlerin ve eldeki mevcut verilerin kendi aralarında da tutarlı olması beklenir. 

2.2 PLANLAMANIN AŞAMALARI

2.2.1 Hazırlık (Bilgi Toplama)
       İyi bir plan yapmak için iyi bir ön hazırlık şarttır. Önceden araştırma yaparak bilgiler toplanmalı ve bu bilgiler doğru ve tutarlı bir biçimde planda yer almalıdırlar. Planlamadan önce en ufak detaylar bile gözden kaçmamalı planda yer alması sağlanmalıdır. Çünkü ön hazırlığı iyi yapılmış bir planın hedeflenen noktaya ulaşmada başarı şansı oldukça yüksek olacaktır.

2.2.2 Planlama
       Elde edilen bilgiler ve araştırma sonuçları bize geleceği tahmin etmede büyük kolaylık sağlar. Amaçlar belirlenir, nerelere yatırım yapılacağına yönelik kararlar alınır. Daha sonra planda belirtilen amaçlar yıllık programlarda gösterilir.

2.2.3 Eşgüdüm
       Eşgüdüm, planın her aşamasında olmalıdır. Bilgilerin toplanmasından değerlendirilmesine kadar her aşamada eşgüdüm şarttır. Planda belirtilen hedeflere ulaşmak için uyumlu bir çalışma gerekir. Uyumlu bir çalışma yapılamaz ise plan başarısız olur.

2.2.4 Uygulama 
       Planlar hazırlandıktan sonra uygulama aşamasına geçilir. Bu aşamada önemli olan planın süresi içerisinde uygulamaya konulup tamamlanmasıdır.

2.2.5 Denetleme
       Planların hazırlandığı gibi uygulandığını kontrol etmek denetleme ile ortaya çıkar. Denetleme bir eksiklik bulma işlevi değildir. Denetlemenin amacı aksaklıkların düzeltilmesi için alınması gerekli tedbirleri almak, planlamanın nasıl daha iyi olabileceğine dair yol gösterici açıklamalarda bulunmak olmalıdır. Planların denetlenmesini sağlamak için gerekirse raporlar istenebilir.

2.3 PLAN BENZERLERİ

2.3.1 Bütçe
       Bütçe, belirli bir faaliyetin tahmin edilen sonuçlarını ayrıntılı bir biçimde sayılarla anlatan mali bir konudur. Plan ise bir bütçe içerisinde yer alabileceği gibi her hangi bir mali konuyu içermeyen planlar da olabilir.

2.3.2 Program
       Programlar, kaynakları belirli bir amaç için düzenlemek düşüncesiyle yaratılırlar. Plandan farkları ise, plan daha geneldir, program planlara dayalı olarak hazırlanır ve planların uygulanmasında araç olarak kullanılır. Süre bakımından değerlendirildiğinde planların parçalara ayrılmasıyla programlar ortaya çıkar.

2.3.3 Yöntem
       Bir amaca ulaşmak için izlenen yolun belirlenmesine rehberlik etme, iş görme usulü anlamına gelmektedir. Bu yönüyle plana benzerler. Fakat plan yönteme göre daha büyük ve karmaşıktır.

2.3.4 Strateji
       Strateji; bir organizasyonun uzun dönemli temel amaçlarının saptanması ve bu amaçlara ulaşabilmek için gerekli kaynakların tahsis edilerek, bunların nasıl kullanılacağına ilişkin yolların saptanmasıdır. Strateji bir analiz etme sanatıdır, gelecekle ilgili öngörülerde bulunur. Strateji de amaç unsuru ön plana çıkmaktadır. Organizasyonun amacına ulaşmasında her türlü faaliyetin belirlenmesi ve buna uygun olarak eşgüdümlenmesi sağlanır. Rekabetçi piyasa ortamında rakiplerin neyi yapıp yapamayacaklarını tahmin edip ona göre bir hareket tarzı belirlemek de stratejinin konusuna girer. 


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
PLANLAMANIN TÜRLERİ
Planlamayı sürelerine, uygulama biçimine, kapsadığı alana, işlevlerine, biçim yönünden ve kullanım şekline göre olmak üzere çeşitli türlere ayırabiliriz.

3.1 SÜRELERİNE GÖRE
       Planlama ortaya konulan hedeflerin sürelerine göre kısa, orta ve uzun dönemli planlar olmak üzere sınıflandırılabilir.

3.1.1 Kısa Dönemli Planlar
      Bu tarz planlar genellikle bir yıl ya da daha az bir süreyi kapsar. Kısa sürede tahminde bulunmak kolay olduğundan, bu planlarla gerçekleşebilir sonuçlara ulaşılması, orta ve uzun süreli planlara göre daha fazla mümkündür. Kısa süreli planlar, orta ve uzun süreli planların bir bölümünü oluşturabileceği gibi, bağımsız bir nitelikte taşıyabilirler.

3.1.2 Orta Dönemli Planlar
       Genelde beş yıla kadar olan bir süreyi kapsayan planlardır. Kısa süreli planlara göre daha uzun süreli tahminlere dayandığından, bu planların daha az kesin rakamları kapsaması söz konusudur.

3.1.3 Uzun Dönemli Planlar
       Bu planlarda süre, genellikle 5 yıldan başlar 10 hatta 20 yıla kadar çıkabilir. Uzun dönemi planlamak zor bir işlem olduğundan bu planlar genelde, uzun süreli hedeflerin ve ana politikaların belirlenmesi, hedeflere ulaşmak için izlenecek genel ilkelerin tespitini içerirler.

3.2. UYGULAMA BİÇİMİNE GÖRE
       Planlamayı uygulama biçimine göre zorlayıcı, demokratik ve yumuşak (esnek) planlar olarak üçe ayırabiliriz.

3.2.1 Zorlayıcı Planlar
       Merkeziyetçi bir anlayışla hazırlanıp zorla uygulamaya konulan planlardır. Bu tarz planlar hazırlanırken hiçbir kurum, kuruluşun ve kişilerin görüşü alınmaz. Genelde sosyalist rejime özgü planlama türü olarak kabul görmüştür.

3.2.2 Demokratik Planlar
       Planların hazırlanmasında ve uygulanmasında gerekli tüm kurum, kuruluş ve kişilerin görüşlerine başvurulur ve bu görüşler doğrultusunda planlar hazırlanır. Planların uygulanma aşamasında dahi özel ve kamu kuruluşlarının görüşlerine önem verilir. Halk da planlar yapılırken katkı sunduğu için önemsendiğini anlar.

3.2.3 Yumuşak (Esnek) Planlar
       Özel ya da kamu kuruluşları ile halkın görüşlerinin kısmen dikkate alındığı otoritenin daha az hissedildiği plan türüdür.

3.3 KAPSADIĞI ALANA GÖRE
       Planlar kapsadığı alana göre, örgütsel, kentsel, bölgesel, ulusal ve uluslarüstü olmak üzere sınıflandırılabilir.

3.3.1 Örgütsel  Planlama
       Söz konusu planlamanın alanına örgütler girer, dolayısıyla örgütün sahip olduğu insan gücü, sermaye, teknoloji gibi kaynaklar o örgütün hedeflerine ulaşması için uyumlu çalışmak zorundadır.
       Örgütsel planlama da kendi içerisinde örgüt içi ve örgüt dışı diye ikiye ayrılır. Örgütün kendi iç işleriyle ilgili olan planlamalar örgüt içi planlamalardır. Örneğin, personel planlaması, üretim planlaması, bütçe planlaması… v.b
       Örgüt dışı planlamada ise “ planlamanın nesnesini, örgütün hem etkileyen hem de etkilenen olarak ilişkide bulunduğu dış çevresi oluşturmaktadır” (Sezen,1999:15). Örneğin, halkla ilişkiler planlaması.

3.3.2 Kentsel Planlama
       Kentsel planlama konusu, ülke düzeyinden yerel ölçeğe kadar her türlü yerleşkede fiziksel/mekânsal gelişmelerin bir plan çerçevesinde biçimlenmesine katkıda bulunmaktır.
       Kent  planlaması, şehirlerdeki arazi kullanımının, üretim ve tüketim alanlarının, ulaşım ağlarının, genel mekânsal yapının belirlenmesi, öngörülmesi ve planlanması süreci olarak tanımlanabilmektedir.
       Ülkesel ölçekten mahalle ölçeğine kadar, ekonomik verimliliği yükselten fiziksel ve mekânsal düzenlemelerde bulunduğu gibi, toplumun sosyal ve kültürel kimliğini ifade edebileceği, yaşam kalitesinin artacağı sürdürülebilir mekânlar da yaratmayı amaçlamaktadır. Söz konusu amaca ulaşmada en önemli araç imar planlarıdır. Çeşitli ölçeklerdeki imar planları sayesine kentlerin büyüme ve gelişme alanları belirlenir.

3.3.3 Bölgesel Planlama  
       Sınırları, plan yapan idare, coğrafi konum ya da ekonomik sebeplerle belirlenmiş genelde birden fazla kenti içine alan bir yerde, ortaya konan hedefleri gerçekleştirmek için yapılan planlama türüne bölgesel planlama denir.
       Bölgesel planlama denildiğinde ilk akla gelen örnek kısa adı GAP olan  Güneydoğu Anadolu Projesidir. Anılan proje, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak olmak üzere toplam 9 ili kapsamaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin en büyük yatırımı olan proje, Fırat ve   Dicle nehirleri üzerinde yapımı öngörülen barajlar, hidroelektrik santralleri ve sulama tesislerinin yanı sıra kentsel ve kırsal altyapı, ulaştırma, sanayi, eğitim, sağlık ve diğer sektörlerin gelişmesini ve hizmetlerini kapsayan entegre projedir. 1989 yılında yapımına başlanan projenin 2013 yılında bitirilmesi hedeflenmektedir. Tamamlandığında bölgedeki 1.7 milyon hektarın üzerindeki arazinin sulanması sağlanacak ve yılda 27 milyar kilovat saatlik elektrik enerjisi üretilecektir.

3.3.4 Ulusal Planlama
      Belirli bir zaman içerisinde ulaşılmak üzere ulusal kaynakları önceden tespit edilmiş hedefler doğrultusunda harekete geçiren planlardır. Söz konusu planlar askeri, ticari, ekonomik, sektörel ya da üretim, tüketim gibi ekonomik hedeflere ulaşmak için yapılır. Ülkemizde ulusal planları Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yapmaktadır. DPT’nin kuruluşu ve görevleri dördüncü bölümde ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

3.3.5 Uluslarüstü Planlama
       Günümüzde kimi ülkeler ekonomik, siyasal v.b. amaçlarla kendilerine ait olan egemenlik yetkilerinden bir kısmını yine kendi iradeleriyle oluşturdukları uluslarüstü örgütlere devretmektedirler.
       Uluslararası örgütün de kısa veya uzun dönemli amaçlarını gerçekleştirmek için planlamaya ihtiyacı vardır. Söz konusu planları uygulayabilmek için de üye ülkelerin mevzuatlarını uluslararası örgütün mevzuatına göre güncellemesi gerekmektedir. Örneğin, Türkiye için Avrupa Birliğinin bazı kararları ile TBMM tarafından onaylanan uluslararası antlaşmaların bu biçimde olduğu söylenebilir.

3.4 İŞLEVLERİNE GÖRE   

3.4.1 İnsangücü Planlaması
       Belirli bir gelecekte yapılması gereken bir işin yerine getirilmesi için gerekli ve uygun sayıdaki vasıflı çalışmaya hazır kişilerin işgücü içinde yer almalarını garantiye alma süreci olarak tanımlanabilir.
       Bu tanıma göre insangücü planlaması;
       Gelecekteki insangücü ihtiyaçlarının tahminini,
       Var olan insangücü kaynaklarının saptanmasını ve bu kaynakların optimal bir şekilde istihdam edilip edilmediklerinin belirlenmesini,
       Şimdiki insangücü kaynaklarını geleceğin ihtiyaçları doğrultusunda ele alarak, gelecekte ortaya çıkabilecek sorunların önceden görülmesini ve insan gücünün sağlanmasını, seçilmesini, eğitilmesini, yetiştirilmesini, ekonomik açıdan doyurulmasını içermelidir.

3.4.2 Stratejik Planlama
       Beşinci bölümde ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

3.5 BİÇİM YÖNÜNDEN
       Biçim yönünden planlar yazılı ve sözlü olmak üzere ikiye ayrılır.

3.5.1 Yazılı Planlar
       “Yazılı planlar zihnen akılda tutulamayacak kadar uzun süreyi kapsayan ve genel ilke ve politikaları kapsayan planlardır.” (Tortop vd., 2010: 43) Yazılı planlarda “ Kimin ne yapacağı belli olur. Sorumluları bulmak kolaydır.”[3]

3.5.2 Sözlü Planlar
       Genel olarak planlar yazılı olmak zorundadır. Ancak örgütler, kısa süreyi kapsayan ya da yazılı plan hazırlamanın mümkün olmadığı kimi durumlarda sözlü planı tercih ederler.  Bir başka ifadeyle yazılı olmayan planlar zorunluluk hallerinde baş vurulan ve uygulanan bir plan türüdür.

3.6 KULLANIM ŞEKLİNE GÖRE
       Kullanım şekline göre planları bir kez kullanılacak olanlar ve sürekli olanlar olarak ikiye ayırmak olanaklıdır.


3.6.1 Bir Kez Kullanılacak Olan Planlar
       Tek bir amaç için hazırlanmış ve amacın gerçekleşmesinden sonra bir daha kullanılmayan planlardır. Örneğin 2011 yılı bütçesi.
3.6.2 Sürekli Planlar
       Örgütün bütün faaliyetleri için ayrı ayrı planlar hazırlanması mümkün değildir. Daha çok süreklilik gösteren çalışmalarına ilişkin olarak düzenlenirler. Bu tarz planlar yöneticiye kolaylık sağlamak amacıyla, benzer durumlarla karşılaşıldığında devreye girecek planlardır.
3.7 PLAN HİYERARŞİSİ
       Kısaca planların önemlerine göre bir sıralama içinde bulunmasını anlatır. Genellikle, üst kademelerde geniş ve uzun zaman perspektifine sahip 5 yıldan fazla süreli stratejik planlar yer alır. Aşağılara inildikçe  orta dönemli (1 ila 5 yıl arası) taktiksel planlar ile kısa dönemi kapsayan (Max. 1 yıl) ve bu kademedeki yöneticilerin günlük  olarak karşılaştıkları sorunlara yönelik operasyonel planlar yer alır. Aşağıdaki şema plan hiyerarşisini göstermektedir.
Piramit Diyagramı




DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE PLANLAMA

       Kamu yönetiminin bir fonksiyonu olan planlamanın, Türk Kamu Yönetimi hayatındaki başlangıcının, planlamanın miladı olarak kabul edebileceğimiz Devlet Planlama Teşkilatının kuruluşu ile olduğu söylenebilir. Bu bağlamda ülkenin planlama tarihi; Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşundan önceki 1930-1960 yılları arası planlama uygulamaları ve 1960 sonrası planlama uygulamaları şeklinde bölümlenebilir.

4.1. 1930-1960 DÖNEMİ PLANLAMA UYGULAMALARI
       1929 yılında Wall Street borsasının çökmesiyle ABD’den dünyaya yayılan kriz dalgası üretimin büyük ölçüde düşmesine, dünya ticaret hacminin % 65 azalmasına ve 50 milyon kişinin işsiz kalmasına neden olmuştur. Devletlerin kriz karşıtı önlemlerinin başında ise, kamu sektörünü güçlendirmek için kurdukları Kamu İktisadi Teşekkülleri gelmektedir. Böyle bir dünya konjonktüründe, Türkiye’nin Devlet politikalarında planlama adına göze çarpan en önemli adımları; Birinci Beş Yıllık ve İkinci Beş Yıllık Sanayi Planlarıdır. Söz konusu planların; makroekonomik ve toplumsal hedefleri kapsamaması, ekonominin tümü ile sektörler arası ilişki kuramaması gibi sebeplerle günümüzün planlama şeklinden uzak olduğu düşünülse de bahsi geçen planlamaların ekonomik bağımsızlığı sağlamada bir araç olarak kullanıldığı kabul edilmiştir (Sezen, 1999: 143-177).
       Birinci Beş Yıllık Sanayi ve İkinci Beş Yıllık Sanayi Planları sanayiye ağırlık vermiş ve milli ekonomiyi daha bağımsız ve yeterli bir hale getirmeyi temel amaç olarak benimsemiştir.
       1930’lu yıllarda uygulamaya konulan planlar, Türk planlama tarihinde birkaç açıdan önem arz etmektedir. Bu konuyu açtığımızda; 1917 Bolşevik Devrimiyle büyük atılım sağlayan ve merkezi planlamayı ilke edinen SSCB’den sonra Türkiye, ilk iktisadi planlamayı uygulayan ülke olması, planların milli ekonomiyi ve ulusal bağımsızlığı hedeflemesi, planların tamamen iç dinamiklerin etkisiyle uygulamaya konulması, yine ekonominin itici gücü olan Kamu İktisadi Teşebbüslerinin ilklerine kavuşturması yönüyle önemlidir (Sezen, 1999: 158).
        Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı döneminde, öncelikli olarak toprak reformu gerçekleştirilmiş ve ülkede hammaddesi bulunan mallar işlenerek Devlet tarafından mali açıdan desteklenebilecek sanayi kuruluşlarının kurulmasına ve yapılandırılmasına ağırlık verilmiştir.   
       İkinci Beş Yıllık Sanayi Planında; madencilik, elektrik üretimi, gıda ve makine endüstrilerinde yeni fabrikalar kurulması öngörülmüştür (Osmanlı, 2011: 17-19).
       Bu iki planlama Türkiye’de tek parti sisteminin bulunduğu, dünyada ve ülke içinde Devlet müdahalesinin ağırlık kazandığı bir dönemin uygulamalarıdır. Bu planlamalar, ülkelerarası ticarete karşı bir direnme ve ülkenin kendi olanaklarını kullanarak sanayileşmeler yanında yer alma ve milli ekonomiyi kurarak, yapılandırarak kendi ayakları üzerinde kalma heyecanıdır (Sezen, 1999: 169).

4.2  1960 SONRASI PLANLAMA UYGULAMALARI

4.2.1 1960-1980 Dönemi Planlama Uygulamaları 
       Dünya üzerindeki ideolojik, sosyo-ekonomik değişimlerin etkisiyle 1960’lı yıllar, Sosyal Devlet mücadelesinin verildiği ve uygulamaya konulduğu yıllardır (Sezen, 1999: 174).
       Sosyal refahı amaçlayan devletler ekonomiye doğrudan müdahale temelinde hareket etmekte ve bu müdahaleyi ise bir plan dâhilinde yapmaktadır. Ülke içindeki kaynakların daha etkin kullanılması, ekonomik dengesizliklerin giderilmesi, milli gelirin arttırılması, tam istihdamın sağlanması konusunda Devlet baş aktör olup, çalışma ve sosyal güvenlik politikalarıyla birlikte para politikalarını da bu çerçeve yönlendirmektedir (Gökbunar ve Kovancılar, 1998: 251-266)
       Dönemin planlama anlayışının, Anayasal görünümü ise; 1961 Anayasası’nın 41. ve 129. Maddelerinde yer almıştır.
Madde 41- İktisadi ve sosyal hayat, adâlete, tam çalışma esasına ve herkes için insanlık     haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlanması amacına göre düzenlenir. İktisadî, sosyal ve  kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek; bu maksatla, milli tasarrufu arttırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği öncelikleri yöneltmek ve kalkınma plânlarını yapmak  Devletin ödevidir.
Madde 129- İktisadî, sosyal ve kültürel kalkınma plâna bağlanır. Kalkınma bu plâna göre gerçekleştirilir.
 Devlet Plânlama Teşkilâtının kuruluş ve görevleri, plânın hazırlanmasında, yürürlüğe konmasında, uygulanmasında ve değiştirilmesinde gözetilecek esaslar ve plânın bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesini sağlayacak tedbirler özel kanunla düzenlenir.

        Plan yapma 1961 Anayasasında Devlet ödevi sayılmış, Devlet Planlama Teşkilatı ismi Anayasa’da belirtilerek planların bu örgüt tarafından hazırlanması kabul edilmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı, ekonomik, sosyal ve kültürel politikaların ve hedeflerin tayininde ve ekonomik politikayı ilgilendiren faaliyetlerin koordinasyonunda hükümete yardımcı bir kamu kurumu olarak, merkezi Devlet teşkilatlanmasında konumlanmıştır.
       Devlet Planlama Teşkilatının kurulduğu tarihten bugüne kadar 9 adet Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulamaya konulmuştur.

       Planların iktisadi felsefeleri ve yaklaşımları; 1960 öncesi planları: devletçi, kısmi, 1960-1980 planları: karma ekonomi, bütüncül, 1980-2000 planları: liberal, stratejik olarak nitelendirilebilir.
       1980 öncesinde sanayileşmede "ithalat ikamesi politikaları", 1980 sonrası ise "açık ekonomiye geçiş" yönlendirici olmuştur.
       1960'dan itibaren ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin ivme kazanması, toplumsal ve kültürel dönüşümün kalkınma planlarıyla birlikte uyumlu olarak yönlendirilmesi ve ekonomiye doğrudan kamunun müdahalesinin sağlanması amacıyla uygun kalkınma planları hazırlanarak fikri temeli oluşturulmuş ve 1961 Anayasası ile iktisadi, sosyal ve kültürel yanları olan kalkınma planlarını demokratik yollarla gerçekleştirmek için Kalkınma Planlarının hazırlanması mevzuatta yerini bulmuştur.
       1960-1980 yılları arasında beşer yıllık dört kalkınma planı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.
I.(1963-1967) ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları(1968-1972), 1963-1977  perspektif planına göre hazırlanmış olup; I. Beş Yıllık Kalkınma Planı temel altyapı yatırımlarına, istihdam sorununa ve yeniden düzenleme konularına ağırlık verirken, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı özellikle sanayi sektörünün ekonomide sürükleyici sektör niteliği kazanması ilkesini benimsemiştir.
Değişen dünya şartları ve Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilişkileri dikkate alınarak 1973-1995 dönemini kapsayan yeni bir perspektif plan hazırlanmıştır. Yeni perspektif plan I995'te ulaşılmak istenen gelir seviyesi ve üretim yapısını belirlemiş, mevcut potansiyelin en yüksek seviyede değerlendirilmesini amaçlamıştır.
Yeni perspektife göre hazırlanan III. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977), gelir seviyesinin arttırılmasını, sanayileşmenin özellikle ara ve yatırım malı üreten sektörlerde hızlandırılmasını ve dış kaynaklara bağımlılığın azaltılmasını amaçlamıştır.
IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), kamu kesimi ağırlıklı sanayileşme stratejisini benimsemiş ödemeler dengesini iyileştirmeyi ve ekonominin kendine yeterli hale getirilmesini hedef almıştır.[4]

       Planlar, Keynesçi politikalardan esinlenmek suretiyle model oluşturmuş, milli ekonomiyi sınai alanlarda geliştirmeye dönük adımlar atılmasını sağlamıştır. 1960-80 yılları arasındaki planlamalar tüm ekonomik ve sosyal dinamikleri etkileyen önemli bir değişim dönemi olarak kabul edilirken, toplum tarafından desteklenmesi, kurumsal yapı ve karma bir ekonomi ortaya konulmasında kolaylık sağlamıştır (Ekiz ve Somel, 2007: 97-136).

 4.2.2 1980’li Yıllar ve Sonrası Kalkınma Planları
       1980 yılı Türkiye’nin geleceğinde önemli bir çığır açan, ülkenin siyasal ve ekonomik yapısında önemli gelişmelerin başlangıcını ortaya koyan bir yıldır. 1980 yılının Ocak ayında alınan 24 Ocak “İstikrar Programı” kararları, 1980 öncesi dönemi kapatarak yeni tedbirler ve önlemler ortaya koymuştur.
       1980 yılı 24 Ocak kararlarıyla Devletin ekonomideki ağırlığını ortadan kaldırmaya dönük politikalar üretilmiş, bu ekonomik politikaların hukuka uygunluğu ile ilgili olarak da herhangi bir kaygı yaşanmamıştır (Sezen,1999: 200-236).
       Devletin ekonomiye müdahalesi ve politikalar üretmesinden vazgeçilerek tüm işleyişin piyasa güçlerine bırakılmasının olanaksız olduğu görülmekle birlikte, 1982 Anayasası ile planlama Devletin bir görevi olarak tanımlanmış ve planlama örgütü ortadan kaldırılmamıştır (Sezen, 1999: 240-243).
       Dönemin planlama anlayışı, 1982 Anayasası’nın 166. Maddesinde yer almıştır. İlgili Madde
Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir.
Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

       Şeklindedir.
       1982 Anayasası’nın Sosyal ve Ekonomik Hakların Sınırını belirten 65 inci Maddesinde “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirtilen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” denilmektedir.
       Devlet Planlama Teşkilatının yeni ismi ile T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın 1980 sonrası beşer yıllık kalkınma planları;
VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), Türkiye'yi 2000'li yıllara hazırlamanın gerekli alt yapısını oluşturmak amacıyla hazırlanan ve 1996 yılında uygulamaya, giren VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı yaklaşımının ortaya koyduğu perspektif ise öncelikleri ve politikaları itibarıyla çağın değişen ekonomik ve sosyal gelişmelerini dikkate almaktadır.1970'lerin ortasından itibaren gelişmiş ülkelerin önemli bir bölümünde, özellikle teknolojik gelişimi yavaşlayan ülkelerde bazı tıkanmalar yaşandığı ve bu somut durumun izlenmekte olan müdahaleci devlet ve refah devleti politikalarının sorgulanmasına yol açtığı görülmektedir. Artık, bu politikaların küreselleşmenin hızlandırdığı rekabetçi bir dünyada sürdürülmesinin mümkün olmadığı, bunun bölgesel entegrasyonlara katılmanın temel gereği olduğu ve bu gelişime ayak uyduramayan ülke ekonomilerinin marjinalleşerek küçüleceği ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede, ortaya çıkabilecek dar boğazları öngörüp gidermek ve dünyanın değişen koşullarının gereği olarak, Avrupa Birliği ile ya da genel olarak dünya ile bütünleşmek sürecine uyumda yaşanabilecek sıkıntıları aşmak için yapısal ve kurumsal nitelikte önlemler almak büyük önem kazanmış, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı bu temel anlayışla hazırlanmıştır.
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005);Ekonomik istikrarın sağlanması yanında, yapısal ve kurumsal düzenlemeler, rekabet gücünün artırılması, AB'ye- uyum, bilgi çağına geçişin altyapısının oluşturulmasına başlanması, teknoloji üretimi ve gelir dağılımındaki farklılıkların azaltılmasında etkileşimli yaklaşımla bölge ve il planlamalarına öncelik verilmesine göre hazırlanmış ve TBMM onayı ile yürürlüğe girmiştir. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı küresel ve ülke düzeyinde orta ve uzun dönem stratejileri kapsayan dinamik ve sürekli yenilenen bir yapıya sahiptir. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi, toplumun yaşam kalitesinin yükseldiği, kesintisiz ve istikrarlı büyüme sürecine girildiği, Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki temel dönüşümlerin gerçekleştirildiği, dünya ile bütünleşmenin sağlandığı ve ülkemizin dünyada ve bölgesinde daha güçlü, etkili ve saygın yer edindiği bir dönem olmuştur.
IX. Kalkınma Planı (2007-2013), değişimin çok boyutlu ve hızlı bir şekilde yaşandığı, rekabetin yoğunlaştığı ve belirsizliklerin arttığı bir döneme rastlamaktadır. Küreselleşmenin her alanda etkili olduğu, bireyler, kurumlar ve uluslar için fırsatların ve risklerin arttığı bu dönemde, Plan Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştireceği dönüşümleri ortaya koyan temel politika dokümanıdır. Bu kapsamda Dokuzuncu Kalkınma Planı, "İstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB'ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji (2001- 2023) çerçevesinde hazırlanmıştır. Türkiye'yi 21. yüzyıla hazırlamanın gerekli alt yapısını oluşturmak amacıyla hazırlanan 2001-2023 yıllarını kapsayan Uzun Vadeli Gelişme Stratejisinin ortaya koyduğu perspektif, öncelikleri ve politikaları itibarıyla çağın değişen ekonomik ve sosyal gelişmelerini dikkate almaktadır. Uzun Vadeli Gelişme Stratejisinin temel amacı; Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyini aşma hedefi doğrultusunda, Türkiye'nin 21. yüzyılda kültür ve uygarlığın en ileri aşamasına ulaşarak dünya standardında üreten, gelirini adil paylaşan insan hak ve sorumluluklarını güvenceye alan, hukukun üstünlüğünü, katılımcı demokrasiyi, laikliği, din ve vicdan özgürlüğünü en üst düzeyde gerçekleştiren, küresel düzeyde etkili bir dünya devleti olmasıdır. Bilgi toplumuna dönüşümün sağlanarak dünya hasılasından daha yüksek oranda pay alınması, toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesi, bilim ve uygarlığa katkı ile  bölgesel ve küresel düzeylerdeki kararlarda etkin söz sahipliği, uzun vadeli gelişme stratejisinin nesnel amaçlarını oluşturmaktadır. Türkiye ekonomisinin 2020'lerde dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasında yerini alması öngörülmektedir. Uzun Vadeli Gelişme Stratejisi, dünyada yaşanmakta olan kapsamlı ve hızlı değişimi göz önünde bulundurarak, ekonomik ve toplumsal dönüşümlerin yönlendirilmesinde önemli bir işlev üstlenecektir. Amaçlanan dönüşümün daha uyumlu biçimde ve etkin kaynak kullanımıyla, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gerçekleştirilmesinde Planların önemli katkısı olacaktır. Türkiye'nin, jeostratejik konumu, kültürel birikimi ve ekonomik ve sosyal alanda sağlayacağı gelişmeler sonucu 2010'larda bölgesel bir güç olarak etkinliğini daha da arttırması, 2020'lerde ise küresel bir güç olması hedeflenmektedir. Türkiye, mevcut birikimiyle bu hedefleri gerçekleştirebilecek güce sahiptir.[5]
       Devlet Planlama Teşkilatının 1980 sonrası beşer yıllık kalkınma planları; beklentileri yüksek ve her vatandaş tarafından arzulanan planlar olsa da geçekleşme düzeyleri, beklentilerin gerisinde kalmıştır.  Nitekim 1980 sonrası uygulanan politikalarla kalkınma plancılığının siyasi karar mekanizması üzerinde etkisi azalmış ve bu politikaların yerini zamanla stratejik planlama almıştır.
       Stratejik Planlama, 1962 yılında bir işletme teorisyeninin General Motors gibi büyük şirketler üzerinde yaptığı bir araştırma sonucunda oluşturduğu, şirketlerin uzun vadeli hedefler koyup bunları rekabet koşullarına uyarlamaları konusunda kılavuzluk eden bir plan türüdür. Dolayısıyla bu plan türünü “Şirket Temelli Stratejik Plan” olarak isimlendirmek mümkündür.
       Yedinci Beş Yıllık Plan (1996-2000) ile birlikte sektörel planlamalardan vazgeçilmiş, stratejik planlama merkeze konularak bu doğrultuda hukuki ve kurumsal değişimler içeren adımlar atılmıştır.
Yedinci Plan’ın kamuyu şirketleştirme ilkesi üzerine kurulu olduğunun göstergelerinden     birisi Stratejik Plan, diğeri ise, “kamu hizmetinden yararlananların sağladıkları bireysel faydanın karşılığını ödemeleri” vurgusudur. Yedinci Plan’da makroekonomik projeksiyonlar temenni düzeyinde, araçlar ise göstermelik ve tutarsızdır. “Bilim ve Teknolojide Atılım Projesi”nde “üçüncü sanayi devriminin yeni sektörlerinin geliştirileceği” belirtilirken, yatırım politikaları bölümünde bu sektörlere yönelik herhangi bir yatırım programı oluşturulmamıştır. Yedinci Plan ile yatırımcı kuruluşlara DPT’nin sadece bütçe tahsis etme görevi kalmıştır.
“Stratejik planlama” bir hükümet programının öncelikli hedefleri arasında ilk defa AKP’nin Acil Eylem Planı içinde yer almıştır. Acil Eylem Planı’nda “özel sektörle işbirliği içinde ihracata dönük stratejik planlama yapılacak”  şeklinde belirtilmektedir. AKP iktidarı döneminde “stratejik planlama” kavramı ülke içine ve dışına yönelik hazırlanan birçok resmi belgede yer almış ve plan hazırlıkları hayata geçirilmiştir (Ekiz ve Somel, 2007: 97-136).






BEŞİNCİ BÖLÜM
PLANLAMANIN MALİYE BAKANLIĞI ÖLÇEĞİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ      
       Yönetimin en önemli fonksiyonu olan planlama özel kuruluşlarda olduğu kadar kamu idareleri için de çok önemlidir. Kamu sektöründe bakanlıklar düzeyinde genellikle stratejik planlamaya yer verildiğinden dolayı  bu bölümde stratejik planlamaya ilişkin veriler değerlendirilecektir.

5.1. STRATEJİK PLANLAMA KAVRAMI
       Stratejik planlama, bir kurumun mevcut durumu ile gelecekte ortaya çıkması muhtemel gidişatını inceleme, hedeflerini belirleme, bu hedeflere ulaşmak için strateji geliştirme ve uygulama sonuçlarını ölçümleme sürecidir.
       Kurumun ne olduğu, ne yaptığı ve neden yaptığını açıklamaya yarayan temel kararları ve eylemleri üretmek için ortaya konan bir çabadır. Stratejik planlama bir örgütün günlük faaliyetlerine yön ve anlam sağlayan bir araç olup örgütün değerlerini, mevcut durumunu ve çevresini değerlendirip bu faktörleri örgütün arzulanan gelecek durumu ile ilişkilendirir.
       Stratejik planlama, kendine özgü bir metodolojisi olan ve belirli süreçlerin birbirini takip ettiği planlı bir yapıya sahiptir. Gelişigüzel olmayıp sistemli bir yapıdır.
       Stratejik planlama temel olarak dört soruya yanıt arar.
       1. Biz örgüt olarak neredeyiz?
       2. Biz nereye varmak istiyoruz?
       3. Varmak istediğimiz noktaya nasıl ulaşacağız?
       4. Başarımızı nasıl takip eder ve değerlendiririz?
      Stratejik planlama günümüz açısından değerlendirildiğinde, örgüt anlayışını ve alışkanlıkları değiştirmeye yönelik bir yönetim biçimi, gittikçe artan rekabet ortamında üstünlük sağlamak için değişimlere açık olma ve fark yaratma özelliklerini içeren bir yönetim tekniğidir.

5.2. STRATEJİK PLANIN UNSURLARI

5.2.1 Durum Analizi
      Stratejik planlama sürecinin ilk adımı olan durum analizinde, kurumun “neredeyiz?”
sorusuna cevap aranır. Durum analizinde kurumun tarihçesi, yasal yükümlülükleri çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler, sunduğu hizmetler ortaya konulur. Kurumun, kalkınma planları, sektörel ve bölgesel plan ve programlar ile kurum kanunundan kaynaklanan yetki, görev ve sorumlulukları ifade edilir.
       Ayrıca Kurumun SWOT (Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler) analizi de yapılabilir.

5.2.2 Misyon Vizyon Temel Değerler
       Kurumlar, bu aşamada, misyon ve vizyonlarını ifade edecek, temel değerlerini belirleyeceklerdir.

5.2.2.1 Misyon
       Misyon bir kurumun varlık sebebidir; kurumun ne yaptığını, nasıl yaptığını ve kimin için yaptığını açıkça ifade eder. Misyon bildirimi stratejik plan dokümanının diğer kısımlarına da temel oluşturur. Bir kamu kurumu misyonunu ifade ederken aşağıdaki soruların cevaplarından yararlanır.
       Kurumun var oluş nedeni nedir?
       Kurum kimlere hizmet sunuyor?
       Kurum hangi alanda çalışıyor?
       Kurum hangi ihtiyaçları karşılıyor?
       Kurumun yerine getirmek zorunda olduğu yasal görevler nelerdir?


5.2.2.2 Vizyon
       Vizyon kurumun ideal geleceğini belirtir. Kurumun uzun vadede neleri  yapmak istediğinin anlatımıdır. Vizyon bir kurumun farklı birimleri arasında birleştirici bir unsurdur. Bundan dolayı, bir çok işlevi yerine getiren kurumlarda daha da önemli bir role sahiptir. Bir kamu kurumu vizyonunu ifade ederken aşağıdaki soruların cevaplarından yararlanır.
       Kurumun ideal geleceği nedir?
       Kurum, çalışanları ve hizmetinden yararlananlar tarafından nasıl algılanmak istiyor?
       Hesap verme sorumluluğunu taşıyan idari ve siyasi otoriteler nasıl bir gelecek öngörüyor?

5.2.2.3 Temel Değerler
       Temel değerler kurumun kurumsal ilkeleri ve davranış kuralları ile yönetim biçimini ifade eder.
       Temel ilkeler ve inançlar açık ve kesin bir dille ortaya konmalıdır. Çalışanların işlerini en iyi şekilde yapacakları şartlara ilişkin temel düşünceyi belirtmelidir. Kalite, güvenilirlik, tarafsızlık ve şeffaflık temel değerlere örnek olarak gösterilebilir.

5.2.3 Amaç
       Amaçlar kurumun ulaşmayı hedeflediği sonuçların kavramsal ifadesidir. Kurumun hizmetlerine ilişkin politikaların uygulanması ile elde edilecek sonuçları ifade eder.
       Amaçlar;
       Kurumun misyonunu gerçekleştirmesine katkıda bulunmalıdır.
       Misyon, vizyon ve temel değerlerle uyumlu olmalıdır.
       İddialı, ama gerçekçi ve ulaşılabilir olmalıdır.
       Ulaşılmak istenen sonuçları açık bir şekilde ifade etmeli, ancak bunlara nasıl ulaşılacağını ayrıntılı olarak açıklamamalıdır.
       Hedefler için bir çerçeve çizmelidir.
       Durum analizi sonuçlarına göre şekillenmelidir.
       Orta vadeli bir zaman dilimini kapsamalıdır.
       Önemli dışsal değişiklikler olmadığı sürece değiştirilmemelidir.

5.2.4 Hedef
      Hedefler, amaçların gerçekleştirilebilmesine yönelik spesifik ve ölçülebilir alt amaçlardır. Hedefler ulaşılması öngörülen çıktı ve sonuçların tanımlanmış bir zaman dilimi içinde nitelik ve nicelik olarak ifadesidir. Hedeflerin miktar, maliyet, kalite ve zaman cinsinden ifade edilebilir olması gerekmektedir. Bir amacı gerçekleştirmeye yönelik olarak birden fazla hedef belirlenebilir.

5.2.5 Performans Göstergeleri
       Hedeflerin ölçülebilir olarak ifade edilemediği durumlarda stratejik planda hedefe yönelik performans göstergelerine yer verilmesi gereklidir. Performans göstergeleri, gerçekleşen sonuçların önceden belirlenen hedefe ne ölçüde ulaşıldığının ortaya konulmasında kullanılır. Bir performans göstergesi, ölçülebilirliğin sağlanması bakımından miktar, zaman, kalite veya maliyet cinsinden ifade edilir.

5.2.6 Strateji
       Stratejiler, kurumun amaç ve hedeflerine nasıl ulaşılacağını gösteren kararlar bütünüdür. Etkili stratejiler olmaksızın amaç ve hedeflere ulaşmak mümkün değildir. Stratejiler belirlenirken kurumun kaynakları ve farklı alanlardaki yetkinliği göz önünde bulundurulmalıdır. Strateji ve hedeflerin karşılıklı uyumu kontrol edilmelidir.
       Stratejilerin oluşturulması için aşağıdaki sorulara cevap verilmesi gerekmektedir.
       Amaç ve hedeflere ulaşmak için neler yapılabilir?
       Olası sorunlar nelerdir ve bu sorunları nasıl aşabiliriz?
       Amaç ve hedeflere ulaşmak için izlenebilecek alternatif yol ve yöntemler nelerdir?
       Alternatiflerin maliyetleri, olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?

5.2.7 Maliyetlendirme
       Maliyetlendirme sürecindeki temel amaç, geliştirilen politikaların ve bunların yansıtıldığı amaç ve hedeflerin gerektirdiği maliyetlerin ortaya konulması suretiyle politika tercihlerinin ve karar alma sürecinin rasyonelleştirilmesine katkıda bulunmaktır. Maliyetlendirme, kamu idarelerinin stratejik planları ile bütçeleri arasındaki bağlantıyı güçlendirmeyi ve harcamaların önceliklendirilmesi sürecine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

5.2.8 İzleme ve Değerlendirme
       İzleme, stratejik plan uygulamasının sistematik olarak takip edilmesi ve raporlanmasıdır. Değerlendirme ise, uygulama sonuçlarının amaç ve hedeflere kıyasla ölçülmesi ve söz konusu amaç ve hedeflerin tutarlılık ve uygunluğunun analizidir.
       Stratejik planda yer alan amaç ve hedefleri gerçekleştirmeye dönük proje ve faaliyetlerin uygulanabilmesi için amaç, hedef ve faaliyetler bazında sorumluların kimler/hangi birimler olduğu, ne zaman gerçekleştirileceği, hangi kaynakların kullanılacağı gibi hususların yer aldığı bir eylem planı hazırlanması yararlı olacaktır. Eylem planı aynı zamanda izleme ve değerlendirmeyi de kolaylaştıracaktır.

5.3 TÜRK KAMU YÖNETİMİNDE STRATEJİK PLANIN HUKUKİ ÇERÇEVESİ
      1990’lardan sonra, ülkemizde kamu mali yönetiminin iyileştirilmesine yönelik çeşitli reform çalışmaları başlatılmıştır. Kamu kurumlarının politika oluşturma kapasitelerinin arttırılması, bütçe hazırlama ve uygulama süreçlerinde mali disiplinin sağlanması, kamu hizmetlerinin sunumunda halkın taleplerine duyarlılığın arttırılması, kamu kaynaklarının belirlenen stratejik önceliklere göre dağıtılması, bu kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının izlenmesi ve bunun üzerine kurulu bir hesap verme sorumluluğunun geliştirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
       Bu nedenle, kamu kurumlarının daha etkin ve verimli bir yapıya kavuşturularak hizmetin kalitesinin arttırılması için çeşitli yasal düzenlemelerle hukuksal altyapı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
       Sonuçta, 10/12/2003 tarihinde  ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu yürürlüğe girmiştir. Fakat, ilgili kanunda stratejik planlamaya ilişkin hükümler 01/01/2005 tarihine kadar yürürlük kazanmamıştır.
5018 sayılı Kanunda stratejik plan, “kamu idarelerinin orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, bunlara ulaşmak için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarını içeren plan” olarak tanımlanmıştır. Kanunda, kamu idarelerine kalkınma planları, programlar, ilgili mevzuat ve benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve vizyonlarını oluşturmak, stratejik amaçlar ve ölçülebilir hedefler saptamak, performanslarını önceden belirlenmiş olan göstergeler doğrultusunda ölçmek ve uygulamanın izleme ve değerlendirmesini yapmak amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan hazırlama görevi verilmiştir.
       5018 sayılı Kanunun yanı sıra 5393 sayılı Belediye ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunları ile nüfusu 50.000’in üzerindeki tüm belediyeler stratejik plan hazırlamakla yükümlüdür. Ayrıca 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile il özel idarelerine de stratejik planlama yükümlülüğü getirilmiştir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda Büyükşehir belediyesinin görevleri arasında, Büyükşehir belediyesinin stratejik planını hazırlamak bulunmaktadır. Büyükşehir belediye başkanının görevlerinden birisi belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmektir.
       5393 sayılı Belediye Kanununda, belediye meclisinin görevleri arasında stratejik planı görüşmek ve kabul etmek bulunmaktadır. Belediye encümeninin görevlerinden biri, stratejik planı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek, Belediye başkanının görevlerinden biri ise belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmektir. Kanuna göre belediye başkanı, mahalli idareler genel seçimlerinden itibaren altı ay içinde, kalkınma planı ve programı ile varsa bölge planına uygun olarak stratejik plan ve ilgili olduğu yıl başından önce de yıllık performans programı hazırlayıp belediye meclisine sunmakla yükümlüdür. Stratejik plan, varsa üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanacak ve belediye meclisi tarafından kabul edildikten sonra yürürlüğe girecektir.
       Nüfusu 50.000'in altında olan belediyelerde stratejik plan yapılması zorunlu değildir. Stratejik plan ve performans programı bütçenin hazırlanmasına esas teşkil edecek ve belediye meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilecektir.
       5302 sayılı Kanunda, il genel meclisinin görevleri arasında stratejik planı görüşmek ve karara bağlamak bulunmaktadır. İl encümeninin görevlerinden biri, stratejik planı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmektir. Valinin görevlerinden biri de il özel idaresini stratejik plana uygun olarak yönetmektir. Kanuna göre vali, mahalli idareler genel seçimlerinden itibaren altı ay içinde, kalkınma plan ve programları ile varsa bölge planına uygun olarak stratejik plan ve ilgili olduğu yıl başından önce de yıllık performans planı hazırlayıp il genel meclisine sunmakla yükümlüdür. Stratejik plan, varsa üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanacak ve il genel meclisinde kabul edildikten sonra yürürlüğe girecektir. Stratejik plan ve performans planı bütçenin hazırlanmasına esas teşkil edecek ve il genel meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilecektir.
       24 Aralık 2005 tarihinde yayımlanan 5436 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile tüm kamu idarelerinde strateji geliştirme birimleri oluşturulmuştur. Bu birimler, 18 Şubat 2006 tarihinde yayımlanan “Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile stratejik planlama çalışmalarının koordinasyonu ile görevlendirilmiştir. 5018 sayılı Kanunda, stratejik plan hazırlamakla yükümlü olacak kamu idarelerinin ve stratejik planlama sürecine ilişkin takvimin tespitine, stratejik planların kalkınma planı ve programlarla ilişkilendirilmesine yönelik usul ve esasların belirlenmesine Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yetkili kılınmıştır. Bu çerçevede hazırlanan “Kamu İdarelerinde Stratejik Planlamaya İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” 26 Mayıs 2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır (http://www.sp.gov.tr/documents/Sp-Kilavuz2.pdf, s.1-3, 10/10/2011).

5.4 MALİYE BAKANLIĞINDAKİ DURUM
       Maliye Bakanlığı da 2008-2012 yılları arasını kapsayan 4 yıllık stratejik planını hazırlamıştır ve söz konusu plan çerçevesinde iş ve işlemlerini hali hazırda yürütmektedir.


5.4.1 Maliye Bakanlığının 2008-2012 Dönemine Ait Stratejik Planının İncelenmesi
       Bakanlığın 5018 sayılı Kanun çerçevesinde hazırladığı stratejik plan incelendiğinde;

5.4.1.1 Durum Analizi Açısından
       Maliye Bakanlığının görev ve yetkileri 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenmiştir. Buna göre Maliye Bakanlığının görevleri şunlardır:
       a) Maliye politikasının hazırlanmasına yardımcı olmak, maliye politikasını uygulamak,
       b) Devletin hukuk danışmanlığını ve muhakemat hizmetlerini yapmak,
       c) Harcama politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması ile Devlet bütçesinin hazırlanması, uygulanması, uygulamanın takibi ve yönlendirilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek,
       d) Devlet hesaplarını tutmak, saymanlık hizmetlerini yapmak,
       e) Gelir politikasını geliştirmek,
       f) Devlete ait malları yönetmek, kamu malları ile kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmaz malları konusundaki yönetim esaslarını belirlemek ve bunlara ilişkin diğer işlemleri yapmak,
       g) Her türlü gelir-gider işlemlerine ait kanun tasarılarını ve diğer mevzuatı hazırlamak veya hazırlanmasına katılmak,
       h) Milletlerarası kuruluşların Bakanlık hizmetlerine ilişkin çalışmalarını takip etmek, bu konulardaki Bakanlık görüşünü hazırlamak, yurtdışı ve yurtiçi faaliyetleri yürütmek,
       i) Bakanlığın ilgili kuruluşlarının işletme ve yatırım programlarını inceleyerek onaylamak ve yıllık programlara göre faaliyetlerini takip etmek ve denetlemek,
       j) Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemek,
       k) Çeşitli kanunlarla Maliye Bakanlığına verilen görevleri yapmak,
       l) Yukarıdaki görevlerin uygulanmasını takip etmek, değerlendirmek, incelemek, teftiş etmek ve denetlemek.
       Bakanlığın SWOT analizi yapıldığında aşağıdaki saptamalar ortaya çıkmıştır.
       GÜÇLÜ ALANLAR
       Faaliyet alanlarının çeşitliliği nedeniyle kazanılan makro bakış açısı
       Faaliyetleriyle diğer kamu idarelerine model oluşturması
       Güçlü bir teknolojik altyapının varlığı
       Güvenilir ve danışılan güçlü bir taşra teşkilatı ağının olması
       Köklü bir kurum kültürünün var olması
       Mevzuatın oluşturulması, uygulanması ve yönlendirilmesinde belirleyici role sahip olması
       Örgütsel yapının hızlı karar almaya uygun olması
       Tecrübeli, güvenilir ve saygın bir kurum olması
       Uluslararası işbirliği kanallarının etkin olarak kullanılarak iyi uygulamaların takip edilmesi
       Uzman, etik değerleri benimsemiş, dinamik ve özverili çalışanlara sahip olması
       ZAYIF ALANLAR
       Birimler arası bilgi akışının sistemli ve kesintisiz olarak sağlanamaması
       Değişime karşı direnç
       Ekip çalışması alışkanlığının/kültürünün gelişmemiş olması
       Fiziksel çalışma alanlarının yetersiz olması
       Gereksiz bürokratik işlemlerin ve kırtasiyeciliğin fazla olması
       Hizmet içi, yurtdışı ve yabancı dil eğitimlerinin yetersizliği
       Performans değerlendirme ve ödül sisteminin yetersizliği
       Sosyal imkânların yetersiz olması
       Uzun vadeli planlama ve politika üretme sıkıntısı
       FIRSATLAR
       AB sürecinde atılan adımlar
       Denetim teknik ve standartlarındaki gelişmeler
       Eğitim seviyesinin yükselmesi ve istihdamdaki kalitenin artması
       Ekonomik ve siyasi istikrar
       Gelişen bilgi teknolojisi ve bilgi kaynaklarına hızlı erişim
       İnsan kaynaklarının yükselen bir değer haline gelmesi
       Kayıt dışı ekonomi ve suç ekonomisiyle ilgili uluslararası işbirliği imkânlarının artması
       Nüfusun genç olması
       Stratejik yönetim kavramına ilginin artması
       TEHDİTLER
       AB sürecine olan inancın azalması
       Denetim olgusuna olumsuz bakış
       Kamu mali yönetiminde parçalanmışlığın veri olarak kabul edilmiş ve kanıksanmış olması
       Tasarruf eğiliminin düşüklüğü
       Vergiye gönüllü uyum eksikliği

5.4.1.2 Misyon Açısından
       Maliye Bakanlığının misyonu, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmak amacıyla iyi yönetişim ilkeleri gözetilerek maliye politikalarının hazırlanmasına katkı sağlamak, belirlenen maliye politikalarını uygulamak, uygulamayı takip etmek ve denetlemektir.

5.4.1.3 Vizyon Açısından
       Hızlı ve kaliteli hizmet sunan, saydam, hesap verebilir, öncü bir bakanlık olmaktır.

5.4.1.4 Temel Değerler Açısından
       Bakanlığın temel değerleri;
       Sosyal adalet ve eşitlik temelinde bütüncül ve etkin maliye politikaları, kamu kaynaklarının amacına uygun harcanmasında etkinlik, ekonomiklik ve verimlilik, vatandaş odaklılık ve iyi yönetişim prensipleri temelinde güvenilirlik, bütçe sürecinde mali disiplin, kaynakların stratejik önceliklere göre dağıtılması, bu kaynakların etkin kullanılıp kullanılmadığının izlenmesi ve buna dayalı bir hesap verme sorumluluğu, her türlü kamusal faaliyetin icrasında hukukun üstünlüğü, paydaşlarına hızlı ve kaliteli hizmet sunumu, kamu mali yönetimine ilişkin hedeflerin belirlenmesinde tüm iç ve dış
paydaşların azami katılımı, kamu idarelerinin performansının değerlendirilerek sonuçların mali saydamlık ilkesi gereği kamuoyu ile paylaşımı, kamu yönetimi ve kamusal dönüşüm sürecinde öncülük, var olan ve yeni kurulacak işbirliklerinde liderlik ve rehberlik ile kamu maliyesi alanında sahip olunan etkililik ve öncülüğün getirdiği toplumsal sorumluluk olarak sıralanabilir.

5.4.1.5 Amaçlar Açısından
       Bakanlığın beş adet stratejik amacı vardır. Bunlar sırasıyla;
       Sağlam ve kurallı bir mali yapı oluşturmak,
       Kamu kaynaklarının kullanılmasında etkinliği, verimliliği, hesap verebilirliği ve saydamlığı sağlamak,
       Devletin haklarını etkili bir hukuk hizmeti sağlayarak korumak,
       Suç ekonomisini, yolsuzluğu ve kayıt dışı ekonomiyi önlemek,
       Kurumsal mükemmeliyeti sağlamaktır.

5.4.1.6 Hedefler ve Performans Göstergeleri Açısından
       Bakanlığın stratejik hedefleri ve performans göstergeleri EK:1’ de gösterilmiştir.



SONUÇ
       Planlama, önceden belirlenmiş amaçları gerçekleştirmek için yapılması gereken işlerin saptanması ve izlenecek yolların seçilmesidir. Planlama, geleceğe bakma ve olası seçenekleri saptama sürecidir yani geleceği düşünmedir. Özetle planlama, bir eylemle ilgili tüm etkinliklerin önceden hazırlanması sürecidir. Bu anlamda planlama hayatın her alanında olduğu gibi tarih sahnesinde baş unsurlardan olan devletlerin kuruluş, gelişme aşamalarında da her zaman yerini bulmuştur.
       1917 yılında Sovyet Devriminin gerçekleşmesi ve beraberinde üniter devlet sürecinin başlamasıyla birlikte ulusal ekonomilerin ve milli kaynakların kullanılması ve harekete geçirilmesi noktasında planlar yapılmış ve planlama 1929 ekonomik buhranı ile birlikte önemli bir ivme kazanmıştır.
       Türk Devriminin ortaya çıkardığı dinamik gelişme 1930’lu yıllarda ülkemizde planlamaya geçişi sağlamış ve müdahaleci Devlet ilkesiyle 1930-1960 aralığında önemli kalkınma planları ortaya konulmuştur. 1960 sonrası yapılan planlar 1961 Anayasasıyla mevzuattaki yerini almış, ekonomik kalkınmacılığın yanında Sosyal Devlet ilkesi ile birlikte toplumsal ve kültürel dönüşüm sağlanmıştır.
       Türkiye’de önemli bir dönüm noktası olan 1980 yılında 24 Ocak Kararlarıyla “İstikrar Programı” adı altında geçmiş uygulamalardan farklı olarak yepyeni bir iktisadi politika uygulanmaya başlanmıştır.
       Bu iktisadi politika ile birlikte Devletin müdahaleci yanının geriletilerek, piyasa güçlerinin öne çıkarılması sağlanmış; ancak Devletin planlamacılıktaki yeri yine 1982 Anayasasında yerini bulmuştur.
       Küreselleşme sürecinin 1990’lı yıllarla birlikte hızlanması ve bugün sınır tanımaz hale gelmesi ile planlamaların şekli  değişerek şirket temelli stratejik planlama görüşü ve uygulaması ön plana çıkarılmıştır.
      
       Türkiye’de planlamacılığın tarihsel sürecine bakıldığında; dünyadaki süreçten çok da kopuk olmadığı ve hedeflere tam anlamıyla ulaşılamasa bile önemli aşamalar sağladığı açıktır.
       Dünya üzerinde ekonomik ve sosyal yapılar değişim gösterse de planlama kavramının ve uygulamasının var olacağı tartışılmaz bir gerçektir.



KAYNAKÇA
Branch, M. C. (1966) Planning: Aspects and Applications, John Wiley & Sons, İnc,
       USA (New York).
Coşkun, H. (1982) Kamu Yönetiminde Planlama: Sivil Savunma Örneği, Ankara:
       TODAİE Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
DPT (2006) Kamu İdareleri İçin Stratejik Planlama Kılavuzu
       http://www.sp.gov.tr/documents/Sp-Kilavuz2.pdf (10/10/2011).
Ekiz C. ve Somel A., (2007) Türkiye’de Planlama ve Planlama Anlayışının Değişimi,
       Mülkiye Dergisi, 31 (256), 97-136.
Ergun, T. ve Polatoğlu, A. (1992) Kamu Yönetimine Giriş, Ankara: TODAİE Yayın
       No: 241.
http://www.gap.gov.tr/gap/gap-in-tarihcesi (08/10/2011).
Gökbunar R. ve Kovancılar B. (1998) “ Sosyal Refah Devleti ve Değişim,”
       Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, 3, 253.
Kalkınma Bakanlığı, Beş Yıllık Kalkınma Planları,
http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebIcerikGosterim.aspx?Enc=83D5A6FF03C7B4FC25320C1CC3C485FB70C9008EBE56E898F05146F027CA65EC (09/10/2011).
Sezen, S. (1999) Devletçilikten Özelleştirmeye Türkiye’de Planlama, Ankara:
       TODAİE Yayın No: 293.
http://www.sp.gov.tr/documents/planlar/MaliyeBakanligiGuncelSP0812.pdf
       (10/10/2011).
Tortop, N. ve İsbir, E. G. ve Aykaç, B. ve Yayman, H. ve Özer, M. A. (2010)
       Yönetim Bilimi, Ankara: Nobel Yayınları.
Osmanlı, A. (2011)  Türkiye Ekonomisi, Ankara: Savaş Yayınları.


[1] Melville C. BRANCH, Planning: Aspects and Applications, John Wiley & Sons, İnc, USA (New York), 1966, s. 4.
[2] Nuri TORTOP, Eyyüp G. İSBİR, Burhan AYKAÇ, Hüseyin YAYMAN, M. Akif ÖZER, Yönetim Bilimi, Nobel Yayınları, Ankara, 2010, s. 38.
[3] a.g.e., s. 43.

4 yorum:

  1. İyi çalışmalar öncelikle, emeğinize sağlık. Başarılı bir çalışma olmuş. Makalem için bazı atıflar yapmak istiyorum. Bu çalışma bir tez metni midir, bir dergide yayınlanmış makale midir? Kaynağı nasıl belirtmeliyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adı ve ağ adresi belirterek atıf yapabilirsiniz. Çalışmaların birçoğu TODAİE yüksek lisans programı sırasında hazırlanmış dönem ödevleridir.

      Sil
    2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

      Sil
    3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil

ORMANCILIKTA LİYAKAT

  Bu yazı, Orman ve Av Dergisinin 2021 yılı 5. sayısında yayımlanmıştır; kaynak gösterilerek yararlanılabilir. Benlik saygısı, bireyin kendi...